5 Eylül 2013 Perşembe

UZUN YOL SÜRÜCÜLERİNE…


Engin ERKİNER

1989 yılının son ayları… Bir konferans için Münih’e gidiyorum ve heyecanlıyım. Heyecanım konferans nedeniyle değil… Türkiye’den gelen bir arkadaş, ilk romanımı, Yolun Sonu’nu getirecek… Sadece birkaç kopya… Zira o yıllarda kişinin yazarı ben olan çok miktarda kitapla uçağa binmesi tehlikeliydi. Neyse, birkaç kopya da yeterdi.


Kitap, açık söylemek gerekirse, içerik olarak oldukça ilginç ama estetik yönünden pek de iyi değildi. Bu konuda ortalamayı aşmıyordu. Ancak 12 Eylül romanları diye bilinecek olan kategorinin ilk kitabı olması nedeniyle ilgi çekti. İlk baskısı kısa sürede bitti. Ek olarak, değişik dergilerde –o yıllarda internet yoktu- romanla ilgili değerlendirmeler yayınlandı. Talat Sait Halman, bence, romanı fazlasıyla iyi olarak değerlendiren bir tanıtım yazmıştı. Ardından o yıllarda hayli tutulan bir dergi olan 2000’e Doğru'da uzun bir tanıdım yazısı daha yayınlandı. Yazının başlığı “Uzun yol sürücülerine” idi.

Başlık epeyce hoşuma gitmişti… Romanın ana kahramanı Selçuk da bir “uzun yol sürücüsü” idi… Bu başlık, aynı zamanda, romanın yazarını da anlatıyordu.


Uzun yol sürücüsü şu demektir: Yol uzun… Başınıza bir sürü şey gelebilir. Başarısızlıklarla karşılaşabilirsiniz ve hatta karşılaşmanız kaçınılmazdır… Sürmeye devam edeceksiniz. Bazen kaza yaparsınız, bazen yanlış manevra, bazen de araba bozulur… Önemli olan arabayı uçurumdan yuvarlayacak kadar büyük hata yapmamak, çünkü bunun dönüşü yoktur. Bunun dışında her aksiliğin, her hatanın dönüşü vardır. Dönüşü yapacaksınız ve sürmeye devam edeceksiniz…


Uzun yol sürücülüğü budur…

 

Hiç yorum yok: